KUZEY’İN ŞİRİN İLİ TRABZON!..

Şehir kuzeyde diye galiba Trabzon halkı ve şehri yönetenler, kendilerini kuzey ülkelerindeki insanlar gibi refah seviyesi yüksek, medeniyetten nasibini almış kimseler olarak görüyorlar. Yani bakarsan bir İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya havası hakim üzerlerinde.

Gelin görün ki; Trabzon’un kim olduğu ve ne olduğu, medeniyetten nasibini alıp almadığı, tek bir maça bakar!.. Anında tahrik olan, anında sahaya atlama refleksleri olan bir halktırlar.

Bugüne kadar aksini ispatladıkları görülmedi!.. Her türlü aşırılık mevcut bünyelerinde. Dolayısı ile ağzı olan, filmin sonunu görmezden gelip konuşabiliyor, konuşuyor da!..

Yok Fetö parmağı varmış,

Yok Galatasaraylılar yapmış,

Yok İsmail Kartal başı çekiyormuş,

Yok o, yok bu, yok şu!..

Dedim ya ağzı olan konuşuyor işte. Ancak kim ne konuşursa konuşsun, görünen şey ortada. O görünen de şu; Trabzon’da maç bitmiş, rakip takım kazanmış, rakip takım oyuncuları sahanın ortasında sevinmiş ve ev sahibi takımın taraftarları sahaya inip, rakip takım oyuncularına saldırmış!.. Boşuna laf kalabalığı yaparak, Trabzon ilini, Trabzon halkını olmadıkları şekilde göstermeye çalışmayın!.. Bunu ben bir Karadenizli olarak söylüyorum üstelik!.. Osuruktan nem kapan bir yapımız var bizim kardeşim!.. Boş yapmasın kimse!..

Tahrik unsurları, olayların bu noktaya gelmesine gerekçe gösterilemez, bu bir!..

Trabzonspor Kulübü, aba altından sopa gösterir gibi, bir spor kulübünden çok, bir otorite gibi bildiri yayınlayamaz, bu iki!..

Hakem Halil Umut Meler, maçı çok önceden tatil etmeliydi, bu üç!..

Olayların bu hale gelmesi, tribünlerden atılan sularla başladı. Şaşal tabir ettiğimiz şişe su değil onlar, bardakta satılan ve özellikle statlarda satılırken, satıcı tarafından ağzının açılıp müşteriye öyle teslim edilmesi gereken bardak sular onlar. O bardak sular, ağzı açılarak satılsa, hiçbirinin sahanın içine kadar gelme şansı yok!.. ağzı açık bardağı nasıl ve nereye atıyorsunuz, atamazsınız!..

Meşaleler, yüzü kapalı taraftarlar işin bonusu!..

Yahu arkadaş, sahaya atlayanlar kim? Bağlantıları ne? Cezalar nasıl olacak? Bugüne kadar bu işlerin elli bin kere çözülmüş olması gerekmez miydi?

Bakıyorsun!.. Ortada resmi kolluk görevlilerini göremiyorsun!.. Trabzon’daki yetkililer gerçekten de kendilerini bir kuzey ülkesinin yöneticisi olarak görüyorlar demek ki!.. Halkları çok medeni, bir İsveç, bir Norveç vatandaşı kadar medeni!.. Yok öyle bir dünya, yok öyle bir Trabzon!.. Orası Karadeniz, insanı da denizi gibi hırçın ve agresif!.. Eski çağların en vahşi insanlarıydı Vikingler!.. Nerelilerdi? Norveçlilerdi!.. Şimdi esameleri okunuyor mu? Okunmuyor. Neden? Çünkü medeniyet geldi, kendilerini medenileştirdiler. Bunu bizim Karadeniz için söyleyebilir miyiz? Asla söyleyemeyiz!.. Neden söyleyemiyoruz? Onu da bir halk deyimi ile izah edelim; Kartanı kaynatsan olmaz ki şeker, cinsine tükürdüğüm, cinsine çeker!..

Ben bir Karadenizli olarak ve şahsım olarak, Trabzonspor’un gerçek taraftarının böylesi vahşi işlerin içinde olacağına ihtimal vermiyorum ve bunu da bilgiye dayalı olarak söylüyorum. Bir grup taraftarın yarın öbür gün, ellerinde çiçeklerle Fenerbahçe idmanında futbolculara özür ziyaretinde bulunduklarını görürseniz, şaşırmayın!..