MABEL MATİZ’E YAPILAN BÜYÜK NEZAKETSİZLİK

Merhaba.
Dün ilginç bir gece geçirdim, sizlerle paylaşmak istiyorum.
1-1.5 ay kadar önce GQ Türkiye ekibinden, Yılın İyileri Ödül gecesinde, ödüllerden birini takdim etmem yönünde bir rica ve teklif aldım. Kabul ettim ve katılabileceğimi kendilerine ilettim.
Kime ödül takdim edeceğim, haftalar öncesinden bana ve ekibime bildirildi. İki gün önce, bu bilgiler son kez teyit edildi. Dün gece ödül törenine katıldım. Bana bildirilen ve takdim edeceğim ödül sırasında, takdim için başka biri sahneye çağırıldı.
Bütün Ödüller takdim edildi.
Tören sonrası düzenlenen partide, ekibim aracılığıyla, bu değişikliğin nedenini öğrenmek için GQ Türkiye ekibinden, konu hakkında bilgi sahibi bir kişiye ulaştım. Sonucunda öğrendiğim şey beni şaşırttı. Yazın “Karakol” klibiyle ilgili yaşanan sansür haberleri ve yoğun gündemim sebebiyle GQ Türkiye ekibinin son gün benimle ilgili takdimden vazgeçtiğini, gün boyu kendi içlerinde bunun görüşmelerinin / tartışmalarının yapıldığını birinci ağızdan öğrendim.
Ne yazık ki bana, son anda yapılan bu değişikliği bildirme nezaketi bile gösterilmemişti.
Bu ilk hikaye değil. Derim kalındır. Böyle şeyler ara ara oldu, bunlar beni yolumdan, oluşumdan döndürmedi. Döndürmez de. Büyütmemeyi ve yola devam etmeyi hep düstur edindim.
Ödül takdim edip etmemek de zaten bir mesele değil.
Ancak ana tema “Co-exist” yani “bir aradalık” olan, uzun uzun “bir aradalık” konuşmalarının yapıldığı, sponsorlarla dolup taşmış bir gecede, şahsıma yapılan bu nezaketsizliği ve ayrımcılığı yine de paylaşmak, kamuoyunun takdirine sunmak istedim.
Sansürün kendisini de, olayın geneline hasıl olan dev iletişimsizliği de son derece yanlış ve nezaketsiz buluyorum.
GQ Türkiye ekibi ile gün boyu süren görüşmelerimizde, kendileri elbette böyle bir sansürün asla konu olamayacağını, ekip içinden gelen bilginin gerçeği yansıtmadığını, bunun yalnızca “organizasyonel bir hata” olduğunu söylediler.
Mobbing üzerinden sansürün normalleştirildiği bir ortamda, bunu itiraf etmelerini zaten beklemiyoruz.
Zaten yoğun olan gündemi, bu küçük meseleyle meşgul ettiğim için affınıza sığınıyorum.
Ancak ortak bilincin gelişmesi ve büyük değişimin tam olarak gerçekleşmesi için, bu tür hikayelerin paylaşılmasını önemli buluyorum.
Bizler ancak birbirimizin varlığını kabul ederek, birbirimizi anlamaya çalışarak, birbirimize el uzatarak bir arada olabileceğiz. Ancak o zaman güzel, ferah, daha aydınlık bir yere varabileceğiz.
Birbirimizi yok sayarak, birbirimize haksızlık ederek değil.
Hayatın her anında bu bilince ihtiyacımız var.
Sevgiler
Mabel