KOD ADI ‘YEŞİM’
Hikaye, babasını arayan ikiz kız kardeşlerin hikayesi gibi başlıyor ancak olaylar, Türk filmlerini hatta Dallas’ı kıskandıracak boyutlara ulaşıyor.
İkiz kız kardeşlerden daha cevval olanı kendisini bir şekilde ekrana atıyor. Ekranda bu kızcağıza çanak tutan da eski bir magazinci!..
Anne şimdilerde kendi halinde 2 kızıyla Almanya’da yaşıyor. Annenin geride bıraktığı Türkiye’de 4 kızı bulunuyor. Kızlarının ikisinin, daha doğrusu ikiz olanların babalarının Metin Akpınar olduğu kesinleşti. Diğer bir kızın babasının Uğur Dündar olduğu iddia edilse de, gelen raporun o yönde olmadığı söyleniyor. Bir diğer kızın babasının da önce Ümit Besen olduğu, sonra ismin yanlış söylendiği ve asıl babanın rahmetli Ferdi Özbeğen olduğu iddiası hakım.
Anne 80’li yıllarında yani gençliğinde Antalya’da yaşayan kendi halinde genç ve güzel bir kadın. Babası Tekel Fabrikası müdürü. Annenin annesi lükse, şatafata, kumara ve gösterişe meraklı bir kadın. Kızının hep şöhretli biri olmasını hayal ediyor, o türden işlerin içine itiyor kızını.
Bir dönem aile Ankara’da yaşıyor ve kızımız mahalleden bir delikanlıya aşık oluyor. Sonra o delikanlıdan bir çocuğu olduğu iddia ediliyor. Her ne kadar o gençten olan çocuk en büyük ablaları sanılsa da, programa gelen bir telefonda doğan çocuğun erkek olduğu, çocuğun doğduktan sonra babaya teslim edildiği, hatta çocuğu alan erkek tarafının oradan taşındıkları iddia ediliyor gelen telefonda.
Sonrasında kızımız soluğu İstanbul’da alıyor. Levazım Sitesi’nde bir eve yerleşiyor ve sonrası renkli bir dünya. Ünlüler, şöhretli insanların arasında geçen bir hayat. Arada filmlerde küçük roller. Halk tabiri ile kötü kadın olarak hayatını devam ettiren bu kızımızın ücret karşılığında ünlüsünden şöhretlisine, iş adamından futbolcusuna kadar birçok isimle birlikte olduğu, yani hayat kadını olduğu, telefonla programa her bağlanan tarafından ısrarla dile getiriliyor. Ancak babası Metin Akpınar olan kızımız bu durumu bir türlü kabul etmek istemiyor. Böyle bir şey olsa bile, bunun ekranlardan söylenmesini doğru bulmadığını ifade ediyor. İyi de güzel kızım, sen annenin geçmişini kendi çabanla değil de, ekran önünde sorgulatır, bu olayı kamuya açarsan, oradan nelerin geleceğini de göze almalıydın. Millet senin etik değerlerine göre hareket etmez ki!.. Herkes bildiğini, gördüğünü, o dönem yaşadığını ve annenizin geçmişini net şekilde anlatıyor. Sen sadece bir evlatsın!.. Annenin geçmişi, babanın geçmişi, senin nasıl dünyaya geldiğin vs. ile ilgili konular bir yana, sen amacı belli olmayan boş bir çaba içerisindesin!..
Asıl diyeceğim şu ki; Konu inanılmaz sürükleyici ve deştikçe başka başka isimlerin çıkacağı kesin. Keşke Cem Yılmaz, Erşan Kuneri tadında bu hikayeyi enine boyuna ele alıp filmini çekse. Bunun için Almanya’da yaşayan anneye ulaşmak, ikna etmek, hikayesini dinleyip kayda almak gerekiyor. Sonrasında bu kadının o dönem birlikte arkadaşlık ettiği kadınların ağzından hikayeleri dinlemek falan çok izlenesi bir film olmaz mı? Bence olur.
Başlığa gelince; YEŞİM… Telefonla programa bağlanan bir kadın, programda babası Metin Akpınar’ın kendilerine sahip çıkmasını bekleyen kızın annesinin eski bir arkadaşı olduğunu, bir dönem annesiyle birlikte hayat kadınlığı yaptıklarını kendilerini Tarlabaşı civarında Yeşim olarak tanınan bir kadın tarafından, futbolcular dahil birçok erkeğe pazarlandıklarını anlattı.
Bundan film olmaz da ne olur?.. Eyy Cem Yılmaz!.. Duy sesimi… Şu işe bir el at!..