BEREN SAAT SKANDALI NASIL PATLADI?

40 SAAT UYKUSUZ KALAN MONTAJCIYLA BU KADAR OLUR!..

Sen istediğin kadar magazinci ol!.. Dilediğin kadar yönetici ol!.. Dünyanın en ses getiren görüntülerini çeken kameraman veya olay yaratan röportajı yapan muhabir ol, sonuçta dönüp dolaşıp bir kurgucuya (montaj) muhtaç ve mecbursun!..

Magazin servisi olsun, haber merkezi olsun, liyakat ve yöneticilik başarısı bu gibi durumlarda ortaya çıkıyor.

Beren Saat skandalının başından sonuna kadar tüm detaylarına hakim biri ve belki de tek bilen olarak anlatıyorum; Ekol Tv bir haber kanalı. Belli ki Ömür Varol ve ekibi o kanalda magazini ite-kaka, zorla ve şartları zorlayarak yapıyor. Belki kanala magazini kabul ettirmeleri bile epey bir zorlamıştır ekibi. Kaldı ki haberciler, magazincileri hiç sevmez ve istemez. Hele ki kanal haber ağırlıklı bir kanalsa ve kanal yönetiminde söz sahibi olan kişiler haberci kimlikleri ağır basan kimselerse, orada magazin yapmak, deveye hendek atlatmaktan zordur. Magazinin başındaki isim olan Ömür Varol, normalde bu işlerin üstesinden gelir. Ancak olayların başından sonuna kadar tek ve en büyük sıkıntı; 40 SAAT UYKUSUZ ŞEKİLDE ÇALIŞTIRILAN MONTAJDAKİ ARKADAŞTIR!..

Muhabir Uğur Kotan, Beren Saat’in görüntülerini el kamerasıyla (iyi bir zoom özelliği var) çektiği sırada yani kamera kayıttayken, yanında bulunan başka bir kanalın başka bir magazin muhabiri Beren Saat’e yönelik yakışıksız ve kabul edilemez sözler söylüyor. Burada şunu belirtmem gerekir ki; Bizler yıllarca magazin yaptık. Sahada muhabir, masa başında editör, hatta magazin müdürü olduk. İş yaptığımız erkek veya kadın ünlüleri abimiz, ablamız, kız kardeşimiz, erkek kardeşimiz, sırdaşımız bildik. Olayın muhabir boyutunda buralara gelmesi asla kabul edilemez. Kaldı ki o sözleri söyleyen kişi de yeni yetme magazinci değil!.. Nereden baksan piyasada bir on-onbeş senesi var. 

Neyse Uğur Kotan kardeşimiz, Beren Saat’i görüntülerken kayıt esnasında söylenen bu sözden sonra, doğal olarak birlikte çalıştığı ekibi uyararak, sıkıntılı cümleler olduğuna dikkat etmelerini ister ve ham görüntüleri, montajlanmak üzere kanala gönderir. Magazinin başındaki isim olan Ömür Varol, haberin editörlüğünü yapar, görüntüleri izler ve o istenmeyen cümlelerin yayına verilmemesi için kurgu-montaja not yazar. Ancak Ömür Varol’un atladığı bir gerçek vardır ve hayati hata da işte bu gerçek yüzünden yaşanır. Kurgu-montajdaki arkadaşa bırakılan not ‘aman dikkat edin şu time code aralığında sıkıntılı cümleler var, orayı sakın yayına vermeyin’ şeklinde genel bir uyarıdır. 40 saattir uykusuz olan montajcı arkadaş da bu genel uyarı üzerine haberin o time code kısmını izlediğinde sadece Uğur Kotan’ın ‘sus lan’ cümlesine takılır ve sadece orayı keser. Montaj sonrası haberin vtr’si izlenmez!.. Bu da büyük bir hatadır. Burada Ömür Varol büyük bir hataya imza atmıştır. Bu arada aynı görüntüler, başka kanalda (Beren Saat’e o sözleri sarfeden muhabirin çalıştığı kanalın magazin programında) Ekol Tv’den önce yayınlanmıştır. Ancak onlar görüntüleri üzerine müzik döşeyerek montajlamış, o türden uygunsuz cümlelerin hiçbiri kendi yayınlarında duyulmamıştır.

Ancak Ekol Tv’nin magazin programında görüntüler ham haline yakın şekilde yayınlanınca ve diğer muhabirin ‘ben Bu Beren’i yerim’ sözleri Ekol Tv’nin magazin programında çıkınca, doğal olarak görüntüleri çeken muhabir Uğur Kotan haksız şekilde eleştirilir, linç edilir. 

Aradından yayınlanan ve konuşmaların çok daha net duyulduğu görüntülerde diğer muhabirin sözlerine karşılık Uğur Kotan’ın ‘sus lan’ diyerek uyardığı duyulmaktadır. Dolayısı ile sahada yaşanmış talihsiz ve istenmeyen bir olay, ihmaller sarmalında böylesi kötü sonuçların doğmasına, yaz ortasında ekibin işsiz kalmasına, programın yayından kaldırılmasına vs sebep olmuştur. 

Aslında Uğur Kotan, o sözleri sarfeden ve yakın arkadaşı olan o muhabirden omurgalı bir duruş bekler ve o sözleriyle ilgili kamuoyundan özür dileyeceğini düşünür. Ancak karşı taraf hem muhabir bazında, hem de kanal bazında sessizliğe gömülür. Uğur Kotan bir güzel linç yer. Ekol Tv’de yönetime hakim olan haber merkezi ‘anlaşılan o ki biz bu magazincilerle uğraşamayacağız, baş edemeyeceğiz’ diyerek magazin programını yayından kaldırır ve çalışanları da işten çıkarır. Ardından Beren Saat’e yönelik sözleri söyleyen diğer kanalın muhabiri de diğer kanal yönetimi tarafından işten çıkarılır. Dikkat ederseniz Beren Saat’e o sözleri söyleyen muhabirin ve çalıştığı kanalın ismi hiçbir yerde geçmemiştir. İşte Uğur Kotan adamlığı da budur. Günler geçmiş, kendi işini kaybetmiş, ekibi dağılmış, programı yayından kaldırılmış, ancak Uğur Kotan hala daha çıkıp da “o sözleri söyleyen ben değilim evet ama şu kişidir” dememiştir, ismini vermemiştir.

Özetle sahada ne tür bir talihsizlik veya aksilik yaşanmış olursa olsun, elbette ki kanalda, editöryal noktada veya montaj noktasında bu işe müdahale edilir, olay hiçbir şekilde gündeme gelmezdi. Ancak Ömür Varol’un bu vahim durumu montaj ekibine sadece not olarak iletmesi, montaj ekibinin 40 saat uykusuz şekilde programı yayına yetiştirme çabası, haber vtr’sinin yayından çok kısa süre önce bitmesi, Ömür Varol’un üstelik sıkıntılı duruma birebir hakim olduğu halde, haber vtr’sini yayından önce izlememiş olması, tüm bu istenmeyen sonuçları doğurmuştur. 

Umarım herkes gerekli dersi alır, bundan böyle gerekli özeni gösterir. Sahadaki magazin muhabirleri de kim olduklarını, ne olduklarını, nasıl davranmaları gerektiğini, nasıl konuşmaları veya konuşmamaları gerektiğini, iş yaptıkları ünlü isimlere hangi gözle bakmaları gerektiğini falan bundan sonra bilir!..